25-02-2021

Bilgisayarlarda çeşitli çıktılara yol açacak yönergelerin belirtilmesi için geliştirilmiş bilgisayar dilleri programlama dilleri olarak adlandırılıyor. Programların ve algoritmaların geliştirilmesinin yanı sıra gerekli algoritmaların işleme alınmasında da programlama dilleri son derece büyük öneme sahip bulunuyorlar. 


Programlama dilleri çoğunlukla İngilizce’den türemiş olup son derece açık ve net olmaya yönelik oluyor. Programlama dilinde sözcüklerin birden fazla anlamı bulunmuyor. Herhangi bir programlama dilinin kullanılmasında küçük farklılıkların söz konusu olması büyük farklılıklara ya da geliştirilmekte olan programlarda hata oluşmasına sebep olabiliyor. Doğal dil programlama diline göre çok daha özgür olup kullanıcıların verdikleri karar doğrultusunda kolayca değişebiliyor. Programlama dilinde ise dilin anlaşılabilir olmasının sağlanabilmesi için yapının, yazımın ve söz diziminin mutlaka kurallara uyması gerekiyor. Aksi takdirde yazılımın beklenildiği gibi çalışması söz konusu olamıyor. 


Cümle yapıları ve kullanılan kelimeler incelendiği zaman programlama dillerinin hemen hemen tümünün İngilizce’den referans aldığı kolaylıkla gözlemlenebiliyor. Bu nedenle programcı adaylarının en azından temel İngilizce konusunda bilgi sahibi olmaları isteniliyor. Temel İngilizce bilgisine sahip olmadan da programla öğrenmek ve yapmak söz konusu olsa da ezbere dayalı ve zor bir öğrenme süreci ile karşı karşıya kalınabiliyor.


Yerelleştirme Nedir?


Hayatımızın farklı alanlarında son derece önemli yere sahip olan programlama dilleri tercüme edilebiliyor. Bir dilde yazılmış olan bir program bir başka programlama diline çevrilebiliyor. Bunun dışında bir programın farklı bir bölgede ve farklı bir dilde, söz konusu bölgenin özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden yazılması işlemine lokalizasyon diğer bir deyişle yerelleştirme deniliyor. Bu aşamada yazılım yerelleştirmesi yapılacak olan dile ait bilgiye ek olarak programın kullanılacak olduğu bölgenin yapısının ve kültürel özelliklerinin de bilinmesi gerekiyor. Programın kullanılacak olduğu bölgeye ve hedef kitleye hitap etmeyen yazılım lokalizasyonu işlemleri hedef kitleye ulaşamamasından dolayı maddi ve manevi kayıplara neden olabiliyor. 


İletişim her zaman için hayatımızın en önemli parçalarından biri olma özelliğini taşıyor. Ancak birbirinden farklı dilleri konuşan insanların, toplumların ve kültürlerin iletişim kuması söz konusu olduğunda zaman zaman birtakım pürüzlerle karşılaşılabiliyor. Bireyler kendilerinin bilmediği bir dili konuşan kişi ya da kurumla iletişim kurması gerektiğinde ya da toplumsal olarak aşina olunmayan bir kültürdeki gelişmeleri takip etmek istediğinde zor durumda kalabiliyorlar. Bu aşamada devreye çeviri hizmetleri giriyor. Ancak kültürler geçmişten günümüze farklı süreçlerden geçiyorlar ve kendi doğalarına özgü farklılıklar geliştiriyorlar. Bu farklılıklar deyişler, atasözleri gibi dil öğeleri ile ortaya çıkabiliyor. Ve çeviri sürecini doğrudan etkiliyor. Toplumların kültürel öğelerini farklı dillere aktarması süreci aynı ifadenin o dilde olmaması durumunda sekteye uğrayabiliyor. Bu ihtiyacın çözümlenmesi yerelleştirme (lokalizasyon) denilen çeviri türü ile mümkün olabiliyor. 


Yerelleştirme Türleri Nelerdir?


Yazılım geliştirme sürecinde yerelleştirme; içeriklerin, süreçlerin, ürünlerin ve özellikle bilgisayar yazılımlarının belirli bir bölgeye veya etnik topluluğa özgü coğrafi bölgede ya da pazarda hakim olan yerel dilsel ve kültürel özelliklere uyarlanmasını kapsıyor. 


Yazılım geliştirmede yerelleştirme öncelikle ürünün bir başka dile aktarılmasını diğer bir deyişle çevrilmesini içeriyor. Yerelleştirme amaçlı çeviriler çoğunlukla özel bilgisayar destekli çeviri yazılımlarının kullanılmasıyla yapılıyor. Çevirinin yanı sıra tarih, zaman, para, ısı ve ölçü birimlerinin dönüştürülmesi işlemlerini de içeriyor. Yerelleştirme ile ürünler ya da ürünlere ait belgeler ürünün satışa sunulacağı ülkenin hukuk kurallarına da uygun hale getiriliyor.


Yazılım yerelleştirmesi için yazılımın geliştirilme aşamasında uluslararasılaştırılmasının planlanmış ya da yazılım tekniği açısından hazırlanmış olması gerekiyor. Başlangıçta bu planlamaların yapılmadığı durumlarda yerelleştirme süreci çok masraflı ya da zaman alıcı bir hale gelebiliyor. 


Yazılım yerelleştirme ile bilgisayarlarda kullanılmakta olan yazılımların yanı sıra iş makinelerinde, mühendislik firmalarında ya da hastanelerde kullanılan cihazlara özel olarak yazılmış yazılımların ve programların çevirisinin birkaç farklı süreç ile diğer bir kültüre uyarlanması sağlanıyor. Öncelikle yerelleştirmeye konu olan yazılımın yerelleştirmeye uygunluğu test ediliyor. Ardından çeviri süreci başlıyor. Bu sürecin de tamamlanmasıyla birlikte program ya da yazılım deneniyor. Yazılım yerelleştirmesi sürecinde farklı zorluklarla karşılaşılması söz konusu olup bunlar arasında ilk sıralarda kelime ya da karakter uzunluğu kısıtlaması geliyor. Bu durum nedeniyle hedef dilde anlamlı ifade oluşturulması konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. 


Mobil uygulamalar da küresel çapta hizmet sunan son derece pratik araçlar arasında yer alıyor. Teknolojinin hızla gelişmesi mobil uygulamaların yayılmasında son derece önemli role sahip bulunuyor. Küreselleşmenin yükselişiyle birlikte herhangi bir mobil uygulamanın dünya çağında yayılıp kabul görmesi için yerelleştirme işlemine ihtiyaç duyuluyor. Mobil uygulama yerelleştirmesi çevirinin özel ve farklı bir uzmanlık alanı olup başarılı bir çalışma için hedef kültürün derinlemesine tanınması, dil kullanım alışkanlıkları ile hedef kitlenin mobil cihaz kullanım alışkanlıklarının bilinmesi gerekiyor. Aynı zamanda yazılım lokalizasyonunda uzman olmak yazılım diline hakim olma gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Mobil uygulama lokalizasyonunda hedef ve kaynak dillerin farklı yapılarının uygulamanın tasarımına uygun bir şekilde hazırlanması gerekiyor.

İLETİŞİM FORMU

DİĞER İÇERİKLERİMİZ
FİYAT TEKLİFİ AL